top of page

Rüyada olmanın farkındalığı

  • Yazarın fotoğrafı: Burak Yazıcı
    Burak Yazıcı
  • 3 gün önce
  • 2 dakikada okunur

Mal da yalan, mülk de yalan, Var biraz da sen oyalan!..

 

İnsan hayatı kederle doludur. Her nimet peşinde bir kederin habercisidir. Uyku bile, vaktin katilidir. Dünya’daki en büyük saadet olan bebek dahi beraberinde binbir türlü sıkıntı ile gelir. Bu kederlenme hali insanda bazı haller meydanagetirir. Ağlamak, dudak büzmek, gözlerin titremesi…

Peki yanınızdaki bir kimsenin uyku halinde bunları yaptığını fark etseniz onu uyandırır mıydınız? Yoksa onun zaten uykuda olduğunu, bu halinin gerçek olmayıp bir rüyadan ibaret olduğunu bildiğinizden rüyasına devam etmesine müsade mi ederdiniz?

İnsanlar rüyada, hayatta yapamayacakları şeyleri yaptıklarını dahi görebilirler. Rüya alemi bambaşkadır. Çok farklışeyler tecrübe edebilir insan. Vefat etmiş bir yakınını görebilir, uçabilir, bir aslanla dövüşebilir vesaire. Ama bunların bir geçerliliği yoktur. Ne uyuyan kişinin kontrolündedir ne de süreklidir. Uyuyan kişi neyin ne olduğunu anlayana kadar zaten rüya bitmektedir. Tecrübe edilesi değildir rüya. Kendi içinde bazı tecrübe edinip hoş vakit geçirilebilir, mesela bir kayadan atlama yarışması yapılıyordur ilk atlayışınız başarısızdır ve tekrar atlarken daha dikkatli atlarsınız. Tecrübe der misiniz buna? Rüyadaki ağlamanın, sevinmenin uyanınca bir süre etkisi kalpte hissedilse de hayatımıza pek bir etkisi yoktur. Eğer rüyanızda gömülü elmas yeri görmüyorsanız rüyadaki işlerin hayatınıza etkisi hislerden öteye geçemez. Bundandır ki rüyasında, belki savaşta olan bir askerken yahut annesini kaybetmiş bir çocukken hükümsüz bir rüyada olduğunuzu fark ettiğinizde artık anın tadını çıkarmaya çalışırsınız. Çünkü oranın kuralları sizin için geçersizdir artık.Rüyada bir kralın karşısında olduğunuzu varsayalım. Rüyada olduğunuzu, birazdan biteceğini fark ettiğiniz zaman Kral’a bir tokat patlatıverirsiniz, kulağını çekersiniz, tacını alıp başınıza takarsınız. Kral’ın sizi zindana atması veya idam etmesi sorun değildir. Ne olsa birazdan uyanacaksınız ve ne Kral var ne saray ne zindan.

Dünya, ahiretin rüyası mesabesindedir. Buradaki kederlerin, sevinçlerin hepsi geçersizdir çünkü imtihandır. Dedik yabebek en büyük saadet. Hakikattir ya sağlıklı bir bebeğe dünyaları verir insan. Ama bu saadet bile imtihana matuftur. Bebeğin ailesine vereceği asıl saadet, onlara imtihanı geçmelerinde yardım etmesidir. Her şeyde böyledir. Arkadaşlık etmek, liderlik etmek, bir vakıfta görev almak, öğrenci olmak… örnekler her ânı ve her işi kapsayacak şekilde uzatılabilir. Hayatın her ânı imtihan içindir ve bundan mücadele anbeandır.

Burada kral olmak, çöpçü olmak rüyada olmaktan farksızdır. Kral olsanız olsa olsa elli sene krallık yapacaksınız, çöpçü olsanız yine aynı süreyi verelim. Bu süre, ahiret süresi ile kıyas edilsin bir de yedi saniyelik bir rüyanın, rüyayı gören kimsenin hayatına kıyas edilsin. Hangisi daha büyüktür.

Bir kral rüyada zelil olsa bu süre ömrünün çok küçük bir kısmına denk gelir. Bu Kral ölüp de ahiret yurduna doğduğunda orada da zelil olursa bu seferde ömrünün çok çok az bir kısmını kral olarak geçirmiş olacak. 

Nasıl ki rüyada olduğumuzu anlayınca kam almaya bakıyoruz, dünya da kam alma yeridir.

Yorumlar


bottom of page